CORONAVİRÜS PANDEMİSİ

KAMU HİZMETİ

Halkın ihtiyaçlarından bir kısmının devlet tarafından yerine getirilmesi  zorunludur.  Bu  hizmetler kanunlarla da belirlenmiştir. Halkın ortak gereksinimleri olması kamu hizmeti niteliği taşıması için yeterlidir. Önemli olan, hizmetin yerine getirilmesinde uyulması gereken mevzuata uyulmasıdır..

Örneğin, sağlık, güvenlik, temizlik hizmetleri, parklar, otoparklar, mahalle ve çarşı tuvaletleri bilinen öncelikli kamu hizmetlerindendir. Bunların zaman içinde, hangi kuruluşlar tarafından yerine getirileceğini düzenleyen  yerleşmiş kurallar oluşmuş, hatta çoğu kez  kanunlarla düzenlenmiştir. Bununla birlikte, örneğin, sağlık hizmetlerinde ,  Sağlık Bakanlığı sorumlu olmakla birlikte, uygulamada  belediyelerin de bu alanda önemli hizmetler yerine getirmekte, sorumluluk üstlenmekte olduğu görülmektedir.

Herhangi bir afet halinde, Afat, emniyet, zabıta ve itfaiye gibi kamu kuruluşlarının halkın yardımına koştuğu bilinmektedir. Bunların, valilik, kaymakamlık veya belediye bünyesinde mi yer aldığının hiç önemi yoktur. Önemli olan, halkın yardımına koşulmasıdır. Uyulması gereken temel kural ise, bu kuruluşların hizmeti yerine getirirken yaptıkları iş ve işlemlerin kamu mevzuatında belirlenen usullere uygun olarak yerine getirilmesidir. Uyulması gereken kurallar kamu oyu tarafından da bilinmekte olduğundan, hizmet veren kuruluşların işlerinin halk tarafından da kabul görmesi gereklidir. Örneği, 1999 Marmara depremi sırasında, bütün kamu kuruluşları tüm olanakları ile halkın yardımına koştuğu hafızalarımızdadır.  Hatta, Tekel Genel müdürlüğü olarak biz, uzunca bir süre, Gölcük’te kurduğumuz mutfakla depremzedelerin sıcak yemek yemesine katkıda bulunmuştuk.

Salgın hakkında çeşitli senaryolar ileri sürülmekte ise de  beklenmedik bir anda  ortaya çıktığı bilinmektedir. Alınması gerekli tedbirlerin hiç beklemeye tahammülü olmadığı gerçektir. Kendisini büyük bir şaşkınlık ve çaresizlik içinde hisseden halkın yardımına bakanlıklar ve belediyeler anında koşmak için harekete geçmiş, içinde bulunduğumuz kaynak sıkıntısı bilinmekte olduğundan, bir yandan da maddi durumu yerinde olan halkın da katkıda bulunması talep edilmiştir.

Bütün dünyayı sarsan ve hızla ilerleyen bu felaket  karşısında yerel yönetimlerin bağış kabul etmek girişimleri uygun bulunmamıştır.

Bir anda dünya gündemine oturan Coronavirüs  salgınının,  tahmini güç sonuçları olacağı açıktır. Bu durum karşısında kimsenin siyasal hesaplar gözeterek hareket etmek hakkının bulunmadığını düşünmekteyiz. Şu veya bu nedenle kamu kaynaklarının yetersiz olduğu herkes tarafından bilinmekte iken, kamu kuruluşları arasında bir yarış hali varmış görünümü verilmesi kabul edilemez. Zira, yürürlükteki yasalarımız, kim tarafından yerine getirilirse getirilsin, yapılan iş ve hizmetlerin denetim dışı kalmasına olanak vermez. Eninde sonunda tüm gelir ve giderlerin tahsili ve harcanması denetlenerek, varsa yanlışların hesabı sorulabilecek olduğuna göre  halkın kafasını karıştırmaya da gerek olmadığına göre, kaynakların koordineli şekilde kullanılması yerinde olacağını, siyasetle ilişkilendirilmesi mümkün olacak uygulamalar yerine, iyi niyetli olduğuna inandığımız  çabaların varsa mevzuat yönünden noksanlarının giderilerek desteklenmesinin daha uygun olabileceğini ifade etmek istiyoruz.

Salgınla ilgili gelişmelerle konusunda, tüm dünyada henüz bir öngörüde bulunmaktan kaçınılmaktadır. Bizim salgınla  ivme kazanacağını  düşündüğümüz diğer sorunlarımızla ilgi olarak da bir tahmin mevcut değildir.

Sayın Cumhurbaşkanı gelecek günler için üretim ve paylaşımla ilgili yeni ve önemli sayılabilecek söylemlerde bulunmaktadır. Sağlık Bakanı çok olumlu çalışmaları ile halkın takdirini kazanmaktadır. Büyükşehir belediyeleri, kırgınlıklarını  öne çıkarmadan ellerindeki bütün olanaklarla halkın yardımına koşmaktadırlar.

Temennimiz odur ki, bütün yetkili ve sorumluların güçlerini birleştirerek, gerek salgın ve gerekse diğer sorunların giderilmesi konusunda elbirliği yapmasıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir