MİLLETVEKİLİNİN PARTİ DEĞİŞTİRMESİ

MİLLETVEKİLİ İSTİFASI

Prof.Dr. Ersan ŞEN

Burada cevaplandırılması gereken iki sual bulunmaktadır. Birincisi milletvekili transferi adıyla bilinen, bir milletvekilinin seçildiği siyasi partiden ve dolayısıyla kendisini seçenlerin iradesinden bağımsız ve kendi isteğiyle bir başka siyasi partiye girmesi veya bağımsız milletvekili olarak kalması ne derece doğrudur? İkinci soru ise, bir milletvekilinin üyesi olup seçildiği siyasi partiden istifa etmek suretiyle bir başka siyasi partiye girmesi ve hatta bağımsız milletvekili olarak kalması için Anayasa değişikliğine ihtiyaç var mıdır, yoksa yasa düzenlemesi yeterli midir? Birinci soruya verilecek cevap nettir. Bir milletvekili hangi siyasi partiden seçilmişse, siyasi partisinden ihraç edilmediği veya siyasi partisi kapatılmadığı veya tasfiye sürecine girmediği takdirde, o siyasi partiden istifa etmek suretiyle bir başka siyasi partiye geçemeyeceği gibi, bağımsız milletvekili olarak da kalmamalı veya en fazla bağımsız milletvekili olarak görevini sürdürmeli, seçildiği siyasi partide kalmak suretiyle parti içi muhalefetini sürdürebilmeli, disiplin hükümleri nedeniyle kesin olarak ihraç edildiğinde ise tekrar partisine dönememelidir.İkinci soru ise; milletvekili geçişinin önüne geçilmesinde Anayasa değişikliğine gerek var mı, yoksa yasa değişikliği bunun için yeterli olur mu? Seçim barajı, ön seçim ve milletvekili transferi gibi konuların Anayasa dışında kanunla düzenlenmesine mani bir hüküm Anayasada bulunmadığından, milletvekilinin başka siyasi partiye geçişine yasak veya sınırlama getirilebilmesi için Anayasa değişikliği gerekmediğinden ve bu yönü ile Anayasaya aykırılık doğmayacağından, 584 karar numaralı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle, milletvekilinin siyasi partisinden istifa etmek veya ettirilmek suretiyle bir başka siyasi partiye geçmesi, daha sonra eski siyasi partisine dönmesi ve yapılacak seçimlerde tekrar aday gösterilmesinin önüne geçilmesi mümkün olabilir. Böylece, siyasi hayata ve siyasi partilerin Mecliste bulunan üye sayılarına demokratik olmayan yöntemlerle müdahale edilmesinin önüne geçileceği ileri sürülebilir. Yürürlükte olan Anayasa m.84/1’de; istifa eden milletvekilin istifasının geçerli olabilmesi için Meclis kararı aranmış, fakat milletvekilliğinden değil de partisinden istifa etmek suretiyle başka bir siyasi partiye giren milletvekilinin hukuki durumu konusunda hüküm öngörülmeyerek, milletvekili geçişi mümkün kılınmıştır. Milletvekili geçişinin siyasi etiğe uygunluğu tartışılsa da kanuni engeli bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bir başka siyasi partiye geçmeyip de milletvekilliğinden istifa eden milletvekilinin istifasının geçerli olabilmesi için Meclis kararı gereklidir. Anayasa m.84’ün eski ve yeni şeklinde; milletvekilliğinden istifanın geçerliliği, istifa eden milletvekilinin iradesine bırakılmayıp, Millet Meclisinin bu istifayı uygun bulması şartı arandığından, Meclis kararı olmadıkça istifa geçerli olmayacaktır.Gerçi; genel seçim barajı, seçim sistemi, ön seçim, parti içi demokrasi gibi konularda yaşanan sorunlar çözüme kavuşturulmadıkça, sırf milletvekili transferini önlemeye veya yeni kurulan siyasi partinin seçime girebilmesi için şartları zorlaştırmaya yönelik düzenlemeler, demokratikleşmeyi güçlendirmekten ziyade “seçim kazanma” amacına hizmet edecek ve toplumda da bu şekilde algılanacaktır. “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” başlıklı Anayasa m.67’nin son fıkrasına göre, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğü girdiği tarihten bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz”. Seçim kanunlarında yapılacak değişiklerin uygulanabilme zamanını sınırlayan bu hüküm; 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliği ile Anayasaya eklenen Geçici m.21’nin son fıkrası sebebiyle, 24 Haziran 2018 tarihinde ilk kez birlikte yapılan milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde tatbik edilmemiştir. Ancak Anayasa m.67’nin son fıkrası şu an yürürlükte olup, seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, yürürlüğü tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacaktır. Burada amaç; seçim kanunlarına müdahale edilmesi suretiyle seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının aleyhine kanun çıkarılmasının önüne geçilmesidir. Seçim kanunlarında değişiklik; seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının lehine de yapılsa sonuç değişmeyecek, bir yıllık uygulanma yasağı varlığını koruyacaktır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir