TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK ÖNEMİ

 TÜRKİYE’NİN ÜZERİNE OTURDUĞU COĞRAFYANIN FIRSATLARI VE RİSKLERİ 

Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafya, fırsatları ve riskleri olan bir coğrafyadır.

Fırsatları

-Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan Jeopolitik konuma sahip bir coğrafyadır.

-Tarihin en büyük ve en köklü medeniyetlerinin yaşadığı bir coğrafyadır. 

-Tarihin en büyük kültürel zenginliğine sahip olan bir coğrafyadır.  

-Dört mevsimin yaşandığı, üç tarafı denizlerle çevrili, her türlü tarım ürünün yetiştiği verimli topraklara sahip bir coğrafyadır.

– Önemli yer altı ve yer üstü maden kaynaklarına sahip bir coğrafyadır.

– Genç ve dinamik nüfusa ve insan gücüne sahip olan bir coğrafyadır.

Bu coğrafya, eğer iyi yönetilirse, üzerinde oturanlara sunduğu fırsatlarla, bir değil beş Türkiye’yi besler ve kalkındırır. 

Tehditleri

-Türkiye’nin üzerine oturduğu Anadolu Coğrafyasının sahip olduğu zenginlikler, tarih boyunca hep egemen devletlerin iştahlarını kabartmıştır. 

-Egemen güçler, bu coğrafya göz dikmişlerdir. Üzerinde hesaplar yapmışlardır.

-Bugün, egemen güçlerin bu coğrafya üzerinde yaptıkları hesaplar, her zamankinden daha fazladır.   

Coğrafyanın fırsatlarını ve tehditlerini birlikte değerlendirdiğimizde: Bu coğrafyanın, iyi yönetilmesi gerekiyor. İyi yönetilmek zorundadır.

Eğer kötü yönetilirse, üzerinde yaşayanların başlarına bela olan bir coğrafyadır.

Kuruluş ve yükselme döneminde Anadolu Coğrafyası iyi yönetildiği için Osmanlı Devleti Cihan İmparatorluğu oldu. Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra kötü yönetildiği için önce durakladı, sonra geriledi, çöktü emperyalist batılı devletler tarafından işgal edildi.

Mustafa kemal Atatürk, büyük bir Kurtuluş savaş sonrasında, işgalci emperyalist devletleri Anadolu’dan attı.  Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Cumhuriyetin üzerine oturduğu Cumhuriyetimizi iyi yönetti. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın saygı duyduğu bir devlet, Atatürk dünyanın saygı duyduğu bir lider oldu. Anadolu Coğrafyası ve çevresi barış ve huzur bölgesi oldu.

Son 15 yıldır Türkiye’yi yöneten Recep Tayyip Erdoğan (AKP), ülkeyi kötü yönetti. Halkı benden olanlar benden olmayan ayrıştırdı. Kendisinde olmayanları dışladı. Türkiye’nin barış ve huzuru bozuldu. Ülkede huzur kalmadı. Türkiye, komşu ülkeler başta olmak üzere dünya ile kavga ediyor. Dünyada neredeyse Türkiye’nin dostu ülke kalmadı.

Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde, seçilecek olan cumhurbaşkanın, halkı benden olanlar benden olmayanlar diye ayrıştıracağı, kendisinden olmayanları dışlayacağı, toplumun ikiye bölüneceği göz önüne alındığında:

Kâhin olmaya gerek yoktur.

Kim cumhurbaşkanı olursa olsun.

Cumhurbaşkanı hangi partiden olursa olsun.

Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafyanın iyi yönetilmesi,

Gelişmesi ve kalkınması,  

Üzerine oturduğu coğrafyada gözü ve hesabı olanların, hesaplarının boşa çıkartılması,

Türkiye’nin huzur ve barışa kavuşması mümkün değildir. 

Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafyanın fırsatlarını ve risklerini doğru okuyan Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni, aklı ve bilimi temel alarak halk egemenliğine dayalı kurmuştur. Devrimleri aklın ve bilimin öngörüsünde yapmıştır. Komşularla barış anlaşmaları yapmıştır. Kendisinden sonra ülkeyi yönetecek olanlara aklı ve bilimi miras bırakmıştır.

Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafyanın fırsatları ve tehditleri dikkate alındığı, Türkiye Cumhuriyeti:

Akla ve bilime dayalı,

Hukukun ve demokrasinin işlediği,

Hak ve özgürlüklerin güvencede olduğu,

Ülkede kararların çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla halkla tartışılarak alındığı,

İç dinamikleri güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetilmek zorundadır. 

Aksi halde Türkiye’nin iç ve dış sorunları artarak ve derinleşerek devam eder. 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir