CHP İzmir İl Kongresi

CHP İZMİR İL KONGRESİ

CHP İzmir İl Kongresi için son haftaya girildi. Ancak kongre zemini, yalnızca aday tartışmalarına ve kısır çekişmelere sıkışmış görünüyor. Oysa 15 yıldır, siyasal iktidarın tüm baskılarına ve dayatmalarına karşın muhalif duruşunu sürdüren ve her seçimde CHP’ye destek veren İzmir halkının – seçmeninin, daha farklı bir kongre sürecini hak ettiğini düşünüyoruz.

‘CHP İzmir İl Başkanlığı ve Yönetimi’ meselesine, yalnızca parti içi denge – delege hesaplarıyla değil; partinin, İzmir’in tüm örgütsel dinamiklerini kucaklayacak, İzmir’in farklı toplumsal kesimleriyle diyalog kuracak bir anlayışı oluşturmak hedefiyle yaklaşılması gerektiğine inanıyoruz. Hatta bu da yetmez, söylem ve eylemleriyle İzmir’den Ege’ye yön verecek ve tüm Türkiye’ye mesaj iletecek bir yönetimin hedeflenmesi gerekir. Bizce, Türkiye’nin umudu İzmir böylesi bir yaklaşımı hak ediyor.
Bu bağlamda, kongre zemininde farklı bir alan açarak, yukarıda çizdiğimiz çerçeve doğrultusunda, dikkatleri parti politikalarına ve projelerine çekmek adına hazırladığımız ‘CHP ve İZMİR’ konulu manifestoyu; konuya duyarlı dostlarımızın ilgisine ve dikkatine sunuyoruz. Biraz uzun olan manifestoyu, zaman ayırıp incelerseniz ve uygun görüp daha çok insana ulaşması için paylaşırsanız, seviniriz. İlginiz ve duyarlılığınız için şimdiden teşekkürler…

‘CHP ve İZMİR’ MANİFESTOSU

– İzmir, hem CHP hem de ülkemiz için ‘kutup yıldızı’dır
– CHP’nin İzmir’e karşı sorumluluğu var
– Türkiye’nin geleceğine İzmir ve Ege yön verecek
Mehmet Şakir ÖRS

Ülkemizin içinde bulunduğu bu tarihsel süreçte, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), İzmir ve Ege Bölgesi ile çok farklı bir bağı var. CHP, günümüz koşullarında temel gücünü ve enerjisini çoğunlukla bu yöreden alıyor. Tabii bu durumun tarihsel, sosyolojik ve siyasal olmak üzere çok değişik nedenleri var.
Bu birliktelik, İzmir ve Ege’ye özel kent – bölge yaşamını, kentli – siyaset ilişkisini ve bu yörede yaşayanların sorunları ile CHP’den beklentilerini daha da önemli kılıyor.
Günümüzde, CHP ile İzmirliler arasında, adeta bir yazgı birlikteliği var.
İşte tüm bu yönsemelerle günümüzün kent yaşamına baktığımızda, İzmir kenti ve Ege Bölgesi farklılıklarıyla öne çıkıyor. İzmir, 21’inci yüzyıl kent yaşamının ülkemizdeki en çağdaş örneğini oluşturuyor.

İZMİR’İN ve EGE’NİN DEĞERLERİ

İzmir ve Ege öncelikle yenilikçi bir kent ve yenilikçi bir yöredir. Bu topraklar tarihin hemen her döneminde pek çok yeniliğe, gelişmeye kucak açmış ve önderlik yapmıştır.
Bu kent ve bölge, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, çağdaşlığın simgesidir. Tarihsel gelişim sürecinde çok farklı topluluklara, farklı kültürlere ve inançlara ev sahipliği yaparak, hoşgörünün en güzel örneklerini vermiştir. Barışın ve dayanışmanın kentidir, yöresidir.
İzmir çoğulcu bir kenttir. Dünyanın birçok bölgesinden ve ülkemizin pek çok yöresinden, gelenleri kendi içinde kaynaştırmayı, bütünleştirmeyi ve yan yana barış içinde yaşatmayı başarmıştır.
Direngenliğin en güzel örneklerini de her daim göstermiş bir kenttir İzmir… Baskıya, dayatmaya hep dik durmuştur. İzmir, hem kurtuluşun hem de kuruluşun kentidir…

İZMİRLİLİK ve EGELİLİK KAVRAMI

Elbette her şehrin ve bölgenin kendine has değerleri, özellikleri ve bir kimliği vardır. Bu kimliğe ve özelliklere saygı duyarız. Ama artık günümüzde İzmirlilik ve Egelilik, bir kente ve bir yöreye aidiyetin çok ötesinde, hayat içinde bir duruşu, bir yaşam biçimini, bir kültürü simgeliyor.
İzmirli ve Egeli olmak, barış içinde birlikte yaşamayı içerir. Farklılıklara saygıyı öne çıkarır. Sorgulamayı; iyiyi, doğruyu ve güzeli aramayı temel alır.
İzmirli ve Egeli, kenti ve yöresi gibi hep yenilikçidir. Yeninin, çağdaş olanın peşinden gider. Yüzünü, yönünü her daim yeniliğe, çağdaşlığa çevirir. İzmirli moderndir, modern yaşamayı sever ve modern yaşam ilişkileri kurar.
Özgürdür ve özgürlükçüdür… Kendi değerleriyle yaşar ve değerlerine saygı gösterilmesini ister. Yaşam biçimine müdahale edilmesine, dayatmalara karşı çıkar.
İzmirlilik, doğrusu biraz da Kordon’un imbatında özgürlüğü doyasıya yaşamaktır.

ÖNCÜ KENT

İzmir, ülkemizin öncü kentidir. Her daim ülkenin, toplumun önünde gider. Cumhuriyetçi, demokrat, ilerici, yurtsever bir kenttir İzmir… Kısacası İzmir ve Batı Anadolu, çağdaş dünyaya açılan bir penceredir.. Bu pencereden özgürlüğü, çağdaşlığı, yeniliği soluruz ve içselleştiririz.
Tarihin birçok döneminde olduğu gibi yakın dönemde de İzmir pek çok ekonomik, sosyal ve siyasal harekete öncülük etmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşları İzmir’den örülmüştür. İktisat Kongresinin İzmir’de toplanması, ülkemizde fuarcılığın İzmir’den başlaması gibi birçok ekonomik ve sosyal gelişme tesadüfü değildir. Bunlar İzmir’in öncü kent olmasının somut örnekleridir.
İzmir toplumsal ve siyasal alanda da farklı dönemlerde farklı duruşlar sergilemiştir. Çok partili yaşama geçişte İzmir’in oynadığı aktif rol, yakın geçmişte 12 Eylül döneminde siyasal yasaklara karşı gösterdiği duruş gibi birçok tavır, İzmir için çarpıcı siyasal örneklerdir. Hele AKP’nin 15 yıllık iktidarı döneminde İzmir’in gösterdiği kararlı muhalif duruş, farklılığın somut göstergesidir.

İZMİR MODELİ

İzmir, farklı duruşuyla, çağdaş kent değerleriyle, modern yaşam anlayışıyla ve ilerici yerel yönetimleriyle günümüzde kendine has özgün bir model oluşturuyor.
Ana muhalefet partisi CHP, toplumsal muhalefet, ülkemizin tüm yurttaşları İzmir modelini iyi değerlendirmeli ve buradan önemli dersler çıkarmalıdır. Çağdaş kent yaşamı ve örgütlenmesi açısından bakıldığında, İzmir modeli zengin deneyimleri de içinde taşıyor.
Şimdi önemli olan bu modeli tüm Türkiye’ye taşıyabilmektir. İnanıyoruz ki bu başarıldığı ölçüde, ülkemizin geleceği daha aydınlık olacaktır.
İzmir ve Ege, ülkemiz için bir ‘kutup yıldızı’dır…
Unutmayalım ki, 21’inci yüzyılın çağdaş kent yaşamına güzel bir örnek oluşturan İzmir, Türkiye’nin geleceğidir…

İZMİR’İN ve EGE’NİN SORUNLARI

Kalkınma yerelden başlar. Ekonomide yerel dinamikleri ve örgütlenmeleri önemsiyoruz. İzmir’de, Aydın’da, Muğla’da yerel yönetimlerimizin sergilediği ‘Yerelde Kalkınma’ hamlelerine büyük değer biçiyoruz.
Ancak merkezi iktidar, izlediği politikalarla başta İzmir olmak üzere muhalif kentlerin yönetimlerine adeta şaşı bakıyor, olumsuz yaklaşıyor. Gerekli yatırımları ve destekleri esirgiyor. Siyasal iktidar yatırım ve destek konularında ayrımcı davranıyor.
Bu nedenle Ege’nin incisi İzmir’in en önemli sorunlarından birisi, devletin yatırım olanaklarından yeterince yararlanamamasıdır. Özelde İzmir’e ve genel olarak da Ege bölgesine iktidar ‘üvey evlat’ muamelesi yapmaktadır.
Bu eşitsizliğin ve dengesizliğin en çarpıcı örneği teşvik konusundaki çarpıklıktır. İzmir bu anlamda büyük mağduriyet yaşamaktadır. Yatırımlar başka illere kaymakta ve işsizlik giderek büyük sorun haline gelmektedir. Ekonomi alanında bir başka önemli sorun da İzmir limanının yenilenmesi konusudur. Yine İzmir’e özel bir başka çarpıcı ve güncel örnek ise kangren haline gelen İzmir’in stat konusudur. İzmir takımları, maçlarını başka kentlerde yaparken, hükümet kendisi yapmadığı gibi, yapmak isteyen İzmir’in yerel yönetiminin de önünü kesmektedir.
İzmir ve çevresi, Ege bölgesi aynı zamanda önemli bir tarım yöresidir. Çok sayıda üretici aile, geçimini tarımsal üretimden sağlamaktadır. Son olarak üzümde ve pamukta olduğu gibi, tarımsal ürünlerde üreticimiz önemli sıkıntılar yaşamaktadır.
AKP iktidarının 2002 yılından bu yana tarımı dışlayan, daraltan, yok sayan politikaları sonucu, tarımsal girdi maliyetlerinde büyük artışlar yaşanırken, ürün bedelleri maliyetleri karşılayamaz hale gelmiştir.
Günümüzde esnafımız dükkânını neredeyse siftahsız kapatır haldedir. Onların en önemli beklentisi, büyük AVM zincirleri karşısında koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Esnafımız gibi çalışanlarımız, emeklilerimiz, kısacası tüm dar gelirli kesimler sıkıntı içindedir. Bütün bu sorunların çözümünün yolu CHP iktidarından geçmektedir.

CHP’NİN İZMİR SORUMLULUĞU

15 yıldır süren AKP iktidarında, yapılan birçok seçimde, iktidarın tüm dayatmalarına karşın İzmir CHP’ye büyük destek vermiştir. İzmirli seçmen kendisine yöneltilen saldırılara, zorlamalara karşın CHP’yi desteklemekten vazgeçmemiştir. İster yerel isterse genel seçim olsun, son dönemde İzmir’de yapılan her seçimde CHP önde çıkmıştır.
CHP, İzmir’in yerel iktidarıdır. Bütün bu gelişmeler CHP ile İzmir kentinin ilişkisini özel bir konuma yükseltiyor. Tıpkı uzun yıllardır iktidarda olunan Muğla ve son dönemlerdeki başarı kenti Aydın gibi…
Bütün bu özellikler CHP için İzmir’in ve Ege’nin önemini ortaya koyuyor. Ama aynı zamanda CHP’nin yönetsel birimlerine ve örgütlerine de özel bir sorumluluk yüklüyor. İzmirli ve Egeli CHP’den daha çok ilgi bekliyor.
Bütün bu beklentiler dikkate alınarak; CHP, İzmir’den, Ege’den aldığı güçle, bütün Türkiye’yi İzmir yapmalıdır. İzmir, bizim için referans kenttir. Sosyal demokrasinin yüz akıdır, vitrinidir.
İzmir ve Ege, önümüzdeki süreçte, CHP’ye güvenini ve desteğini daha da güçlendirerek sürdürmelidir, sürdüreceğine de içtenlikle inanıyoruz.

TÜRKİYE’Yİ İZMİR’E DÖNÜŞTÜRMEK

Hep yazdık, söyledik; CHP için İzmir’in, Ege’nin çok önemli bir yeri ve derin bir anlamı var. İzmir son yıllarda her daim CHP’ye büyük güç verdi.
Seçim dönemlerinde İzmirliler, bütün Türkiye’nin İzmir gibi olmasını hep düşledi, istedi. Hatta bu durum zaman zaman sloganlara dönüştü. ‘Bütün Türkiye İzmir olacak’ denildi. Ama şimdiye kadar bu başarılamadı.
Şimdi ise önümüzde yeni bir seçim süreci var; 2019 belki de daha önceki bir tarihte yapılacak seçimler… Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın, yüreğimizde yine umut çiçekleri yeşeriyor.
Artık geleceğe daha umutlu ve güvenli bakmalıyız.
Önümüzdeki dönemde İzmir’in, Ege’nin siyasal aydınlığının bütün Türkiye’yi kaplayacağına ve aydınlatacağına yürekten inanıyoruz.

KONGRE ve KURULTAY SÜRECİNİN ÖNEMİ

Siyasal iktidarın ipliğinin pazara çıktığı ve tel tel döküldüğü, çözüldüğü günümüz koşullarında; CHP yalnız yerel yönetimleri değil ülkeyi de yönetmeye hazır olduğunu, dosta düşmana göstermelidir. Bu görev, ana muhalefet partisi olarak da en temel sorumluluğumuzdur.
Bu bağlamda, bugünlerde yaşanan ilçe ve il kongrelerinde; en nitelikli ve bütünlüklü örgütsel yapıları kurmak, seçmene, halka güven vermek yaklaşımı öne çıkıyor. Kongreler, parti içi kısır çekişmelerin yapıldığı alanlar değil; halka, kentlere ve ülkemize yönelik politikalarımızın tartışıldığı, oluşturulduğu ve sergilendiği platformlar olmalıdır.
Bu anlamlı örgütsel süreç de, öncelikle CHP’nin kalbi sayılabilecek İzmir ve Ege’den başlamalıdır. İzmir örgütü, CHP’nin bütün örgütlerine örnek olmanın da ötesinde, dışa karşı mücadelenin de en güzel örneklerini verebilir, vermelidir. Böylesi bir kadro ve nitelik birikimi, İzmir’de ve Ege’de vardır.
Şimdi partimizin yönetim organlarına ve delegelerine düşen temel görev; bu birikimi ortaklaştırıp bütünleştirerek ve debisini yükselterek, gürül gürül akan toplumsal – siyasal bir ırmağa dönüştürmektir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir