GEÇEN YILIN ARDINDAN

GEÇEN YILIN ARDINDAN

Şahabettin KÜÇÜKYAZICI

2020 yılını uğurladık, yeni bir yıla başlıyoruz. Öncelikle yeni yılın kutlu olmasını, geride bıraktığımız yılın acılarını unutturması, yaralarının kısa sürede onarılmasını diliyorum.

2021 daha yolun başında olumsuz koşulları da devir almış bulunmaktadır. Geride bıraktığımız yıl hem dünya hem Ülkemiz koşullarında esasen var olan zor ekonomik ve sosyal olumsuzlukları artırıp, bir de salgın bırakarak tamamen karmaşık hale getirmiştir.

Çok uzun bir süredir Dünya Ekonomisine egemen milyarderler servetlerini daha da artırmışlardır. Bütün önemli kamu işletmelerini sattığı halde, üstelik büyük borçlanmaların yaşandığı Ülkemizde, Merkez Bankası rezervlerinin bittiği hatta eksi değerlere ulaştığı,  önemli ekonomik göstergelerden olan enflasyonun, açıklanan oranın  üzerinde yüzde yirmilerde olduğu, işsizliğin arttığı, her dört gençten birinin işsiz olduğu ileri sürülmektedir. Buna karşılık, dünyada olduğu gibi hakim konumda milyonerlerin servetlerinin arttığı ifade edilmektedir. Bütün bunlarla birlikte insanların yaşam kalitesi göstergelerinden, demokrasi, insan hakları,  adalet, hukuk, özgürlük gibi konularda da karnemizin iyi olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Kolayımızı geldiği için, suçu 2020 ye yüklemek konusunda ağız birliği etmiş gibi görünüyoruz. Oysa hepimiz biliyoruz yaşadıklarımızın bir sistemin sorunu olduğunu.

Geçen yılın sürprizi Corona Virüsü, bu yıla da damgasını vuracak gibi görünüyor. Buna bağlı komplo teorileri bitmek tükenmek bilmiyor. Bu vesile ile bizlerin hayatta kalması için canla başla çalışan sağlık  görevlilerine teşekkür etmeli ve bu uğurda hayatlarını kaybedenleri şükran ve minnetle anmalıyız. Virüsle mücadelede etkin olacağına inanılan aşı çalışmalarının başarıya ulaşmasını diliyorum. Burada, yaşanan onca olumsuzluklara rağmen, aşı konusunda bile küresel rekabet ve çıkar ilişkilerinin sahnelendiğine, İnsan sağlığının dahi parayla ilişkilendirildiğine hayretle tanık oluyoruz. Oysa her vesile ile yaşama hakkının kutsal olduğu, ilaç ve aşıya ulaşmanın bir insan hakkı olduğu yinelenmekte olsa da dünya ekonomisinin patronları aşıya hazine bulmuş bir define avcısı gibi bakmaktadırlar. Zaman zaman belgesel programlarında dram gibi gösterilen, Afrika, Asya ülkelerindeki yoksulların yaşamları bilim ve insanlık için yüz karasıdır bence. Ancak, yazılanlardan anlıyorum ki, salgın sonrası yoksulların sayısı 700 – 800 milyon daha artacağı tahmin edilmektedir.

Enerjiye veya altına erişim  peşinde olan vurguncular ülkemizde de doğa ve çevre katliamı konunda sınır tanımamaktadır. Ülkemizde, İran, Afganistan, Pakistan deneylerinden  ders alınarak önlem alınması kaçınılmazdır. Bize göre, KİT ler yeniden kurulmalı, stratejik üretim yapan kurumlar kamulaştırılmalıdır.

Bize göre dış politikada büyük bir yalnızlık ve yanlışlık yaşanmaktadır. Hızla yanlıştan dönülmeli, kişilikli bir dış politika oluşturulması için uzman kadrolar iş başına getirilmelidir.

Covit19 dan sonra başka belaların beklendiği, böcek istilalarına hazır olunması yeni komplo teorileri olarak dolaşmaktadır.

Bütün bunların Çin yükselişi karşısında bir savunma mı yoksa başka bir şey mi olduğu 2021 yılının ilk aylarında görülecektir.

Yeni yılın tüm dünyaya ve ülkemize, adalet ve barış getirmesini dilerim.

ŞK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir