YAPICI DÜŞÜNCE
Konfüçyüs “Karanlığa küfredeceğine bir mum yak!” der. Yapıcı düşünceyi bundan güzel anlatabilen bir söz bulmak çok güçtür: Bir şeye kızmak, öfkelenip şikayet etmek ve eleştirmek sinirleri gerginleştirir, alınacak önlemeleri sağlam bir kafa ile almamıza engel olur, çünkü Çinli filozofun dediği gibi, “öfkeli bir adamın içi zehirle doludur”.
Türkçe de çok söylenen iki söz var: Öfke ile kalkan zararla oturur. Keskin sirkenin zararı küpüne…derler.
Yaratıcı düşünce engel aşmak, sorun çözmek için gereklidir. Insan yaratıcı düşünceye dayanan davranışlar yaptıkca yücelir. Başkalarını etkiler. Topluma katkılar yapar. Uygarlığa ayak uydurur.
Yaratıcı düşünce önce insan kişiliğini geliştirir, olgunlaştırır. Yaratıcı düşünce önce insan kişiliğini yaratır. Yaratıcı düşünceyle insan hiçlikten , kaygıdan, korkudan kurtulmak, ölüme karşı direnmek, kendisini geliştirmek ve varolmak için gerekli davranışlar yapar. Bu davranışlar sonucu çevresine, topluma, insanlara, tüm insanlığa olumlu katkıları olan yapıtlar, ürünler verebilir.
Gerçekci (realist) düşünce ve uslamlama (muhakeme) işleviyle, aritmetik, mantık ilke ve kurallarına uygun düşünce biçimdir. (Bunun bir felsefi derinliği var ve zıtı ile düşünme, tez, anti-tez ve sentez yapma) Bağımsız düşünme..
Skolastik düşünce, otoriteye bağımlı ve dogmalara bağlı kaldığı ve giderek kendi içine kapandığı….eşitlik yok(kadın erkek) eşit hak tanımıyor. Diyalog ve uzlaşma yok. Insan hakları ve sosyal adalet gibi bir kavram ve anlayış yok.üstleri eleştirme hakkı yok. Merkeziyetçi, hiyeraşik ve buyurganlık hakim. Kısaca: “Akil yolu nakil yoludur” , Kişiyi özgür düşünceye götürecek yollar tıkanıyor. Kişi bağımlı, edilgen ve kendini emir kulu, boyun eğme, kişiliği yoğuran temel davarnış oluyor.Bağımsız düşünce yok.
Gelişmenin durduğu yerde çöküntü, yozlaşma başlar.
Bireysel ve toplumsal çöküntü ve yozlaşmaya karşı tek çıkar yol düşünsel gelişmeyi sürdürmektir.
Çağımızın büyük filozoflarlarından Ludwig Wittgenstein´in önerdiği gibi, işe, belki sorunlardan da önce, “düşüncedeki düğümleri çözmeğe” uğraşarak başlamak gerekir.
Düşüncedeki düğümler çözüldükçe, en çetin sorunlar bile kendiliğinden çözülmeğe başlıyacaktır.
Düşüncedeki düğümleri çözmekten aldıkları güçle, insanlar ve toplumlar, en ağır bunalımları aşabilmelidir, yine aşacaklardır.
“Düşüncedeki düğümler çözmek sorunları çözmekten daha önemlidir”