ÜNİVERSİTELERİMİZ

YÖK KANUNU DEĞİŞMELİDİR

 Emin Çapa anlatıyor.**Cumhuriyetin bu ülkenin yoksul ve alt tabakasına sunduğu yükselme fırsatıdır eğitim. Benim ailem o kadar cahildi ki, bana rehberlik etmeleri mümkün değildi. Söyleyebildikleri tek şey “seni gittiğin yere kadar destekleriz”.**İlkokul mezunu annem sınava hazırlanırken, sevmeye kalkarım diye bahçeye gelen kedileri komşu bahçelere mama koyarak uzaklaştırırdı. Okumayı askerde öğrenen babam üniversiteyi kazandığımda banyoya gidip ağlamış, arkadaşlarına, “oğlum soyadımı üniversiteye soktu” demişti.*
*Eğitimi öyle bir hale getirdiniz ki, artık sıradan bir devlet okulundan gelip, parlak bir gelecek hayali kurmak imkansıza yakın.*
*Ayrıca ben sınava girerken “sorular çalınır mı” diye hiç düşünmedim, onu başarmak da yol arkadaşlarınız sayesinde size nasip oldu.**Babam ölmeden 4 ay önce, alzheimerı iyice ilerlemişti, oğlum yıllık ziyareti için Türkiye’ye geldi (Ağustos 2019).*
*”Baba bu senin torunun.”**”Okuttunuz mu bunu.”**”Evet baba.”**”Üniversiteye gitti mi?”**”Evet baba.”**”Yabancı dil de öğrettiniz mi?”**”Evet baba.”**Ben babam için bizim okumamızın ne demek olduğunu vefatından bir kaç sene önce anladım. hayatının son 2-3 yılında artık bizi her gördüğünde, “sen kimsin” diye soracak hale gelmişti. İşte o dönemde insanın temel korkuları ortaya çıkıyor, bütün sırlar ortaya dökülüyor.**Babam 2018’in son baharını, hep aynı soruları sorarak geçirdi.**”Oğlum sen okudun mu?”**”Evet baba.”**”Seni ben mi okuttum, yoksa başkalarına muhtaç mı oldun?”**Bu son soru kadar içime işleyen çok az şey olmuştur hayatımda. Demek ki babam öğrenciliğim boyunca, bu korkuyla yaşamış.**”Ne istediyse verdikleriniz” soruları çaldı.**Üniversite öncesi eğitimi batırdınız, sürekli sistem değiştirdiniz.**Her tarafı paralı üniversitelerle doldurup, hayalleri için aileleri soydunuz.**Üniversiteleri yüksek lise haline getirdiniz. Yetmedi mezunlarını işsiz bıraktınız.* *YETER**Emin ÇAPA*

ÖĞRENCİSİZ FAKÜLTELER

Öğrencisi bulunmayan üniversite ve yüksekokul ların varlığından haberiniz var mı? 

“-Sayıştay raporuna göre, 41’i akademik, 29’u idari olmak özere 70 personele sahip  Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne fiilen devam eden öğrenci sayısı birinci sınıfta 4, ikinci sınıfta 3, dördüncü sınıfta 2 olmak üzere sadece 9 öğrencidir.  Bir başka ifade ile öğrenci başına düşen öğretim sayısı 4,5’tir. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde öğrenci başına yapılan yıllık harcama miktarı Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenci başına yapılan harcamanın 2 katından fazladır. 

– 9 profesör, 3 doçent, 4 yardımcı doçent çok sayıda araştırma görevlisinin yer aldığı Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne bağlı Sürmene Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği bölümü26 öğrenci kontenjanına karşılık hiç tercih edilmemiştir

 –Tunceli su ürünleri bölümünü ise bir öğrenci tercih etmiştir.   

-10 profesör, 7 doçent, 6 yardımcı doçent 32 akademik personele sahip Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Eğridir Su Ürünleri Fakültesi de hiçbir öğrenci tarafından tercih edilmeyen bir diğer su ürünleri bölümüdür. 

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği bölümünde, 40 profesör, 32 doçent, 6 yardımcı doçent olmak üzere 108 akademik personel görev yapmaktadır.  

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği bölümünde görevli profesör ve doçent sayısı Adıyaman, Siirt, Mardin ve Munzur Üniversiteleri başta olmak üzere Anadolu’daki birçok üniversitesinde görev yapan profesör ve doçent sayısından daha fazladır. 

– Sayıştay raporuna göre: *Tunceli’deki Munzur Üniversitesi’nin 4 fakültesi ve 3 meslek yüksekokulunun 33 bölümünde,  *Bayburt Üniversitesi’nin 5 fakülte ve 5 meslek yüksekokulunun 38 bölümünde,  *Giresun Üniversitesi’nin 7 fakülte ve 14 meslek yüksekokulunun 117 bölümünde,  *Dicle Üniversitesi’nin 9 fakülte ve 8 meslek yüksekokulunun 62 bölümünde ;

EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİ YOKTUR (!) 

– Sayıştay’ın inceleme yaptığı 2017 yılında 20 üniversitenin 100’ü aşkın fakülte, yüksekokul ve enstitüde kayıtlı öğrenci YOKTUR (!)  Birçok fakültede akademik personel sayısı, öğrenci sayısını misliyle geçmiş durumdadır. 

HAL BÖYLE İKEN  – 273 öğrencinin eğitim gördüğü ODTÜ Petrol Mühendisliği bölümünde ise 4 profesör, 1 doçent, 1 yardımcı doçent, 

-466 öğrencinin eğitim gördüğü Uzay ve Havacılık bölümünde ise 7 profesör, 5 doçent, 8 yardımcı doçent görev yapmaktadır.  – Öğrenciler tarafından tercih edilmeyen, kontenjanlarının %10’unu bile dolduramayan, öğrencisi olmayan bölümler için yüzlerce, binlerce akademik ve idari personel görevlendirilirken, söz konusu bölümler için yüz milyonlarca TL harcama yapılırken, gençlerimizin ilk tercihi olan ODTÜ ve Boğaziçi gibi üniversitelere ne yeterli kadro ne de yeterli bütçe tahsis edilmediğinden, söz konusu üniversitelerimiz kan kaybediyor ve her yıl dünya sıralamasındaki yerleri gerilere gidiyor. 

– Sonuçta dünyanın en saygın üniversite derecelendirme kuruluşları arasındaki Times Higher Education (THE) açıkladığı 2018 yılı dünyanın en iyi üniversiteler sıralamasında, ilk 350 üniversite arasında maalesef ülkemizden hiçbir üniversite yer almadığı görülmektedir. 

– Aynı değerlendirme kuruluşunun 2000-2001 yılı için açıkladığı dünyanın en iyi üniversiteler sıralamasında ülkemizden tam 6 üniversite ilk 350 üniversite içinde yer alıyordu.

-. (ODTÜ 85, Boğaziçi 139, İTÜ 165, Sabancı 182, Bilkent 201 ve Koç Üniversitesi 301’ci sırada yer almıştı.) 

– Times Higher Education’un 2014-2015 yılı için açıkladığı dünyanın en iyi 250 üniversitesi sıralamasında, Türkiye, İtalya ve Belçika ile eşit düzeyde, Rusya ve İsrail’in önünde yer alıyordu. 

Bugün ise İran ve Suudi Arabistan’ın gerisinde…  Korkarım 2023’de ilk 1000 arasında hiç üniversitemiz olmayacak.” BİZ HALA REKTÖR ATAMALARI KONUSUNDAYIZ.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir