YENİ BİR EKONOMİK MODEL GEREKLİDİR

EKONOMİK KRİZ

Türkiye, beklenmedik bir anda, “felaket” diye nitelendirilebilecek boyutlarda bir kriz yaşamaktadır.

AKP iktidarları 2002 yılından bu yana, neo-liberal politikalar izlemektedir. Bu politikalar ciddi  yapısal bozukluklara neden olmuştur. Özellikle Türkiye’nin dış borçları 465milyar dolara, şirket döviz borçlarının 340 milyor dolara ulaşmış olması, artık bu politikaları sürdürülemez hale getirmiştir.

Aslında AKP, 24 Haziran seçimlerinde büyük bir başarı sağlamış olmamasına rağmen, muhalefet partilerin kendi iç sorunlarını aşamamış olmalarından kaynaklanan ortamın etkisiyle, kendisini rakipsiz görmeye başlamış,büyük  bir özgüven patlamasıyla aşırı güç psikozu yaşamaya başlamıştır. Bu nedenle, iç ve dış piyasaların tepkilerini almadan, kendisine oy veren seçmen kitlesinin beklentilerini dikkate almadan, kendi bildiği şekilde yoluna devam edebileceği düşüncesine kapılmış olmasının kriz ortamını tetiklediği düşünülmektedir.

Zira, aşırı güç duygusunun yarattığı özgüvenle, dış politikada da ölçüsüz girişimlerde bulunulması, esasen zor durumda olan Türk Ekonomisi çıkmaza sürüklemek için fırsat bekleyen, Trump’ın düğmeye basmasına neden oldu. Trump, böylece Rusya, Çin ve Avrupalı dostları karşısında da kendisinin güç gösterisi yapmak olanağı bulacaktı.

Ve fırsatı kullandı.

Zaten kırılgan olan ekonomimiz buna dayanamadı.

KRİZE BAKAN MÜDAHELESİ

Olması gerektiği şekilde, Maliye Bakanının (aynı zamanda Hazineden de sorumlu) tarafından, iç ve dış piyasalara güven vermek amacıyla açıklama yapacağı duyuruldu. Ancak, ilan edilen saat ertelendi. Bu arada piyasalar dalgalanmaya devam etti.

Sonunda Bakan, iş adamları ve bürokratların katıldığı bir toplantıda yeni EKONOMİK MODELİNİ sundu.

Ancak, otoritelere göre Hazine ve Maliye Bakanı BeratAlbayrak’ın krizin önemini tam olarak anlayamadığı görüşünde birleşmektedir. Hatta, bu sunumun krizin daha da artmasına neden olduğu görüşünde olanlar bulunmaktadır.

Yaşanan olumsuzlukların kemer sıkma politikaları ile düzelmesinin mümkün olmadığı gibi, krizin faturasının yalnızca emekçilere, emeklilere çıkarılmasının da  doğru olmadığı düşünülmektedir.

Bakan Albayrak’ın yeni modelinde mutlaka yer alması gereken husus, üretim olmalıydı. Üretimin olmadığı yerde kalkınmadan bahsetmek mümkün değildir. Türkiye potansiyelini kullanamaz hale gelmiş, tarımsal ürünlerin ithalatı başlamıştır. İhraç ürünlerinin üretiminin ithalata bağımlılığına hiç değinilmemiştir.

Bakan Albayrak’ın krizden kurtulmak için önediği gibi yeni bir ekonomik modele ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak, neo-liberal politikalarla başarıya ulaşılması mümkün görülemediği gibi, halkımıza, 2002 yılında olduğu gibi acı reçeteler bedeli ödetmeye kimsenin hakkı yoktur.  

Bize yeni bir EKONOMİK MODEL gereklidir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir